Yaşam

Ece Ayhan sordu, Füruzan cevap verdi: Derslerine sırt çevirmek kimin haddine?

Füruzan, 1971 yılının Mart ayında Yeni Edebiyat dergisinin 2. cilt 5. sayısında Ece Ayhan’ın “Parasız Yatılı” kitabıyla ilgili sorularını yanıtladı.

Edebiyatındaki değerli temalara dair ipuçları veren Füruzan’ın yanıtları şöyle:

Ece Ayhan: Yıl 1971. Ücretsiz Yatılı Kalabalıkların karşısına çıktı. Demek artık yazarsın Füruzan. Bakalım şimdi ne yapacaksınız?

Füruzan: Ben ne yapacağım? Durmadan çalışıyorum ve yazıyorum. Havuzlarda çalışanlara da Ücretsiz Yatılılık imkanı sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Yer minderleriyle çevrili odalara girse… Alt katta gaz lambalarının şişelerini bir bezle siliyorlar. Tatilleri severler. Şimdi daha da çok seviyorum. İkinci sınıf vapurlarda yüzü kızaran, gülümseyen genç gelinlerin tatil misafirleri artık yanlarına oturduğumda tedirginlik duymayacaklar.

Ece Ayhan: Hayatın orta ikisinden ayrılanlar elbette Parasız Boarding’i çok sevecekler. Bunun İstanbul’da ve tüm şehirlerde bir anlamı ve nedeni olsa gerek.

Füruzan: Ücretsiz Biniş, almayı değil vermeyi içerir. Koridorların karanlığında, arka bahçeye bakan odalarda hırçın uyuyan çocuklar var. Bu çocuklara almayı öğretmiyorlar. Mesela her şeyde olduğu gibi bedava pansiyon onlara bir nimet olarak sunuluyor. Ancak kazananların hayatta kalması için. Yarışta binlerin ortasında olmak küçük bir şey mi? Sınavlara girenlerin ve geri dönenlerin The Free Boarding’i seveceğini düşünüyorum. Dönemin, kesintiye uğramanın, ayrılmanın onurunu tazeleyecekler. Festival alanları elle tutulamayan çocuklarla dolu. Yaşları ne olursa olsun masraflarını kendileri ödüyorlar. Hiç bitmeyen soğuklarının sümüklerini yalıyorlar. Ne kadar hoşlar! Baloncular da festival mekanlarının müdavimleridir. Apartmanların girişinde ayakkabılarını çıkaranlar bile. Çeşitli işlerde çalışan insanlar. Yani “Her şeyi yapabiliriz” diyenler. Kazanamadığımız için Türkiye’nin hemen hemen bütün illerinde bu manzaralar var. Birinci sınıfta hangi mesleği seçeceğinizle ilgili ödevde şunu yazdık: doktor, mühendis, subay, uçak pilotu. Kazanamadık. Yetenekli ve sabırlı eller artık kazanmayı öğreniyor.

Ece Ayhan:“Kitle partisi şairlerinden” biri olmamanız değerlidir.

Füruzan: Bana bir açıklama yapıyorsun. Sınıflarına sırt çevirmek kimin haddine?

Ece Ayhan:Parasız Yatılılık’ta altını çizdiğim bir gerçek: İnsan kendi sınıfındakilerle el ele verir.

Füruzan: Uzun bir iş için İzmit’in hemen ilerisindeki akrabalarımızı ziyarete gidiyoruz. Anadolu Ekspresinin en yakın duraklarında inen yolculardır. Böylece bir yere gittiklerinde odalarının pencerelerine dizilmiş sardunyalar ve çiçekler komşularına emanet ediliyor. Sularlar ve asla unutmazlar. Çaresizlik ya da yetersiz beslenmeden kaynaklanan sınır çökmeleri kavgalara yol açıyor. Ama tatil gelir ve huzur gelir. Kaba kartondan yapılmış şeker kutuları ile insana yakışır bir yaşam sağlanabilir. Yeni kargaşa yeni dayanışmayı getirir. Boş yağ tenekelerini çiçeklerle süslüyorlar.

Ece Ayhan:İlkokula takunyayla başlayan çocuklar seni unutmayacak Füruzan.

Füruzan: Bu benim en büyük gururum olacaktır. Bit ve sirke muayenelerinin vazgeçilmez askerleri hâlâ arka sıralarda oturuyor. İlk kaydolanlar arasında oldukları için sayıları da azdır. Her zaman geç kalmaktan korkarlar. Dişleri çok çabuk çürüyor.

Ece Ayhan: Free Boarding on iki bölümlük (hikaye) bir filmdir. Bölümler bir araya gelince örneğin bir şehri, bir dönemi, bir konsol aynasını tamamlıyor.

Füruzan: Tabii ki konsol aynaları olanlar! Oyma cevizden yapılmış, beş çekmeceli, sarı pirinç kulplu ve kesme cam aynalı. Yanlışlıkla aşağıya doğru kayıyorlar. Dayanmasını bilenler hâlâ mobilyaları yeniliyor. Şimdilerde sedir ağacından mobilyaları İtalya’dan getiriyorlar. Sinema Yavuz sinemasından bu yana izleniyor. Boyasız çinko yüzeyle kaplandı. Her zaman güçlü olanın haklı olduğunu düşündük. Bütün sinemalar böyleydi. Kovboylar yine büyük şapkalar takıyor.

Ece Ayhan: Ama bakın şehirliler ve üst bölgelerde yaşayanlar Ücretsiz Yatılılığı sevmeyebilir. Sınıf değiştirenler apaçık hainlerdir. Çocuklarına ve yeni çocuklarına ihanet edenler.

Füruzan: Orada yaşayanlar mı? Beğenmezlerse ne yapabiliriz? Bu gerçeği korur. İnsan kalbinin atışına basarak istedikleri kadar hayatta kalamayacaklar. Sınıf değiştirme gibi ikiyüzlü bir eğitimden geçip, Özgür Pansiyon’u sevmek mümkün değil. Çıktıkları kattakiler cesettir, tamamen yozlaşmışlardır. Ancak tabii ki kokuyu duymamak için ilk ödedikleri ücret karşılığında burunlarına estetik yaptırıyorlar… “Miss World”ün asıldığı kafelerde oturanlar, terasta halay çekenler alanlar ve son nüfus sayımında sayılanlar bize yetiyor.

Ece Ayhan:Peki Özgür Pansiyon Odası’nda ölüm içermeyen bir hikaye olmadığına göre bu nasıl oluyor?

Füruzan: Haber vermeden öldüler. Onlar değerlidir. Arkalarında bir miktar para bile bırakmıyorlar. Bunlar vasıfsız işçilerdir. Ölümleri ailenin gelirini zorluyor. Sonsuza dek onlardan bahsediliyor. Evin hanımı “Beni nereye bırakıp gitti?” diye sordu. Taziyeleri kabul etmiyor. Bir yerlerde iş bulması gerekiyor. Çürük hanımlar değiller. Ölümler unutulmaz. Üç kuşaktır bu anlatılıyor. Çocukların henüz küçükken anlatacak ölümleri vardır.

Ece Ayhan: İstanbul bildiğiniz gibi su yolu ile üçe bölünmüş bir şehir. Eyüp, Galata, Üsküdar. Parasız Yalalı hangi bölgelerde yaşadınız, hangi bölgelerde yaşadınız?

Füruzan : İç denizde. Biliyorsunuz genç bir padişah istihbaratına insan gücünü de ekleyip en sadık görevlilerin çektiği kalyonları denize indirince Bizans’ın uykusu da karıştı. Orada. Tarihi fırınların yumuşacık ekmek yaptığı, yazlık gidilemeyen bir yer. Güzel ve hüzünlü yığma evlerin, odaların olduğu yer… Parasız Yatılı’nın coğrafyası ve atlası çok geniş, bir ilçeye, bir mahalleye sığmıyor. Türkiye’nin tüm illerinde Milli Eğitim Bakanlığı’nın sonbahar öncesi duyuruları radyolardan duyuluyor. Anneler, erkek çocukları için ilk hazırlık olarak eski paltolardan ceketler dikiyor. Biliyorsunuz erkek ceketi terzi ustalarının bile dikmesi en zor olanıdır. Peki bu hanımları kim ve ne korkutabilir? İntiharı bile bilmiyorlar. Beş numaralı gazyağı lambası yanıyor ve biri çalışıyor. Kız çocuklarının ise okuyabilmeleri için şehirlere yakın doğmaları gerekiyor. Aksi takdirde bu şanslar bile kaybedilir. Bilmedikleri dikişlerle sıvanıyorlar. Zaten şımartılmayı da bilmiyorlar. Hepsi çok önemli küçük hanımlar.

Ece Ayhan:Çağ acımasız, biz zalimiz, Broke Boarder değiliz ama bu nasıl oluyor?

Füruzan: Zulüm kaygının kardeşidir. Doğru beslenen kişilerde gelişir. Parasız Yatılı’nın zulümle hiçbir alakası yoktur, elbette yetersiz beslenmektedir.

Ece Ayhan: “Göçmeniz, çaresiziz ama ne bahtsızız” kantosunu bilir misiniz? İlk kanto.

Füruzan: İstanbul Meşrutiyet döneminde de eğleniyordu. Her çağda eğlenceli olduğu gibi Balkanlardan gelip bunu söylemenin de acı verici olması doğaldır. Farklı: Tezahüratlarda bir acıyı ya da yenilgiyi hızlı müzikle eşleştirmek. Aynı dönemin marşları da ilginç sanırım. Çabuk, kahramanların marşları…

Ece Ayhan:Parasız Yatılı kitabında yer alan “Haraç”, “Edirne Köprüleri”, “Su Ustası Miraç”, “Yaz Geldi”, “Parasız Yatılı” öyküleri bir bütün oluşturabilir.

Füruzan: Ücretsiz Boarding’de her şey ve herkes el ele. Hikayeler bir arada ilerliyor. Bu nedenle bir bütün oluştururlar.

Ece Ayhan: Bana öyle geliyor ki, onu okuyanlar, Ücretsiz Biniş bölümünde onu garip bulacaklar. Bu adamları neden tedirgin ettiniz?

Füruzan: Rahatsız olacaklarını mı sanıyorsunuz? Kaygı bir şeyleri böler; Yeni bir şeyin iliklenmesini sağlamak zordur. Eğitimli olmanın belli adetleri olacaktır…

Ece Ayhan:En azından ölenlerin geçmişi hakkında konuşmayalım.

Füruzan: Sanat ve Sanat camilerinin imamları ve öğretmenleri fakirdir. Ancak Şişli mescidi ve Kadıköy Osmanağa’dakiler oldukça dünyevi. Her sınıf kendi şan ve şerefine yakışan törenler düzenler! Evet, ölümü perde arkasında değil, yüz yüze konuşalım diyorum.

Ece Ayhan:Ücretsiz Binişten sonra tığ işi değiştirme şansımız var mı?

Füruzan: Gerekirse tığ işi değişir. İşlenecek işin yapısı yeterlidir. Öfkeyi diri deliklerle, ısrarla örmek mesela…

Röportajın tam versiyonu ilk olarak bu sitede yayınlandı.

(KÜLTÜR VE SANAT HİZMETİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu